E-Devlet Onaylı Sertifikalarda Kaos: Eğitim Verilmeden Dağıtılan Belgeler ve Doğan Riskler

E-Devlet Onaylı Sertifikalarda Kaos: Eğitim Verilmeden Dağıtılan Belgeler ve Doğan Riskler

Son yıllarda Türkiye’de eğitim ve belgelendirme süreçlerinde dikkat çekici bir artış yaşanmakta. Özellikle “e-Devlet onaylı” ifadesiyle sunulan sertifikaların cazibesi, çok sayıda kişi ve kurumun bu alana yönelmesine neden oldu. Ne var ki, bu gelişmenin ardında ciddi bir sorunun yattığı da gün yüzüne çıkıyor: Eğitim verilmeden, yalnızca belge temini amacıyla düzenlenen sertifika programları.

E-Devlet Onaylı Üniversite İmzalı Boş Belgeler: Eğitim Sisteminde Güven Erozyonu

Sertifika mı, Formalite mi?

E-Devlet sistemine işlenen sertifikalar, kamu ve özel sektör nezdinde güvenilir birer belge olarak görülüyor. Vatandaşlar bu sertifikaları iş başvurularında, kredi süreçlerinde, hatta silah ruhsatı gibi belirli hakları elde etmekte kullanıyor. Ancak son dönemde gelen şikayetler, birçok belgenin herhangi bir gerçek eğitim verilmeden, yalnızca ücret karşılığında aracı kurumlar üzerinden sağlandığını gösteriyor.

Özellikle şu alanlarda bu uygulamalara rastlanmakta:

  • Silah ruhsatı için alınan arıcılık belgesi

  • Bankalardan kredi temini için alınan dikey tarım, topraksız tarım, seracılık sertifikaları

  • Mesleki yeterlilik belgeleri (ustalık, kalfalık)

  • İSG, hijyen, gıda güvenliği gibi kritik alanlar


Hukuki Boyutu: Nitelikli Dolandırıcılık ve Kamu Zararı

Bu belgelerin gerçek bir eğitime dayanmadan verilmesi yalnızca etik bir sorun değil, aynı zamanda hukuki yaptırımlara açık bir alan oluşturuyor. Türk Ceza Kanunu’nun 158. maddesi kapsamında bu eylemler:

  • "Nitelikli dolandırıcılık" suçu kapsamında değerlendirilebilir.

  • "Kamu kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık" suçu işlenmiş sayılabilir.

  • Sahte beyanla elde edilen sertifikalar sonucunda elde edilen teşvik, kredi, ruhsat gibi haklar hukuka aykırı kazanım sayılır.

Özellikle eğitim almadan belge temin eden kişiler, bu belgeleri resmî başvurularda kullandığında, evrakta sahtecilik veya kamu kurumlarını yanıltma suçu da gündeme gelebilir. Aracı kurumlar açısından ise, üniversite adına eğitim vermeden belge düzenlemek, marka hakkına tecavüz, haksız kazanç ve kamu düzenini bozmaya yönelik faaliyet olarak değerlendirilebilir.


Mali Boyut: Üniversiteler ve Maliye Açısından Kayıplar

Bu süreç sadece etik ve hukuki bir sorun yaratmakla kalmaz; ekonomik anlamda da ciddi kayıplara yol açmaktadır:

  • Üniversiteler için gelir kaybı: Eğitimin gerçekten verilmesi halinde elde edilecek öğretim, dijital altyapı, akademik kadro istihdamı gibi gelir kalemleri ortadan kalkmaktadır.

  • Devlet açısından vergi kaybı: Aracı kurumlar, kayıt dışı eğitim sunarak kazançlarını vergilendirme dışı bırakmakta ya da fatura düzenlemeden işlem yapmaktadır. Bu da Hazine'nin gelirlerinde azalma anlamına gelir.

  • Teşvik ve kredi istismarları: Belgesini eğitim almadan alan kişi, örneğin KOSGEB, Tarım Kredisi veya iş kurma desteklerinden yararlandığında, sistem haksız fon kullanımı ile karşı karşıya kalmaktadır.

Bu durum, yalnızca bir belge meselesi olmaktan çıkıp, kamu maliyesini etkileyen yapısal bir sorun haline gelmektedir.


Toplumsal ve Kurumsal Riskler

  • Gerçekten eğitim alan kişilerin emeği değersizleşiyor.

  • Kamuya karşı güven zedeleniyor.

  • Belgeye sahip ancak bilgiye sahip olmayan bireyler, tarım, sağlık, eğitim gibi kritik sektörlerde iş yapabiliyor.

  • Dolandırıcılık ve usulsüzlük riski artıyor.


Türkiye Sağlık Vakfı Başkanı Dr. Murat Balaban

Dr. Murat Balaban (Ph.D), konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:

“Toplum sağlığını ve eğitim kalitesini doğrudan etkileyen bu tablo, sadece bir idari sorun değil; aynı zamanda etik bir konudur. Sertifika, bilgi ve yeterliliğin sembolüdür. Oysa bugün geldiğimiz noktada, e-Devlet sistemine işlenen bazı belgelerin içeriğinde hiçbir eğitsel süreç olmaması, tüm sağlık ve eğitim alanlarının güvenilirliğini tehdit etmektedir. Türkiye Sağlık Vakfı olarak, hem bireyin hem de toplumun sağlığını önceleyen, gerçek öğrenmeye dayalı ve şeffaf belgelendirme modellerinin desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bilginin yerini sadece belgenin aldığı bir sistemin sürdürülebilirliği yoktur."

Bilgi Al

1 Yorum

  • Kenan Ak
    Kenan Ak
    15-07-2025 13:15

    Bu tür belgelerin hiçbir eğitsel süreç olmadan verilmesi, sadece bireysel değil, toplumsal bir güvenlik açığı yaratıyor. Bilginin yerini belgenin alması, hem eğitimi itibarsızlaştırıyor hem de kamunun kaynaklarını suistimale açık hale getiriyor. Bu konuda daha sıkı denetim ve kamuoyunun bilinçlenmesi şart. Eğitim, bir formalite değil; sorumluluktur. YÖK ve Maliye Bakanlığı bu konuda tc numaralarından suistimalin boyutunu tespit edebilir!

Bilgi! Yorum yapabilmek için, ziyaretçi girişi yapmış olmalısınız. Buraya tıklayarak üye olabilir, üyeyseniz Buraya tıklayarak giriş yapabilirsiniz.

Son Geribildirimler


5 Günlük Bebeğe Acil Müdahale Yapılmaması ve...

14.07.2025 tarihinde, saat 15.30 civarında Ayvalık Devlet Hastanesi Acil Servisi'ne giriş...

E*** H****

Kadın Doğum Acil Servisinde Yaşanan Hasta Hakları...

13.07.2025 tarihinde, saat 13:00-13:30 arasında Konya Şehir Hastanesi Kadın Doğum Acil bölümünde...

H**** K******

PEG Değişimi ve Palyatif Destek Eksikliği

Hastamız H.... M... 3 gündür Okmeydanı Cemil Taşçıoğlu Şehir Hastanesi'nde yatmaktadır. Ancak...

Z***** M***

Randevu Saatinde Doktorun Yerinde Olmaması

Karaman Eğitim Araştırma Hastanesi kadın doğum polikliniğinde görev yapan Dr. Ö.... A.... adlı...

E**** K******

Personelin Kaba Davranışı ve Hasta Hakları İhlali

03.07.2025 tarihinde, annem E.... K... adına saat 08:36’ya alınmış olan meme USG randevusu...

M**** A***

Dr. Mehmet Fatih Aydemir İlgisi İle Güven Veriyor

7 Mayıs'ta annemin diz protez ameliyatı için Bursa Şehir Hastanesi’ne başvurduk. Doktorumuz Mehmet...

N****** T**